Kendi Evimde
On metre önümde
Arkası dönük
Düşman!
Soğuk bir ter
Boşanıyor sırtımdan!
Aman Tanrım
Nasıl vurursun!?
Ya benden önce davranırsa!?
Nişan alıyorum
Tam ensesine
Tetiği çektim çekeceğim!
„Kımıldama!”
Dağlardan bir yankı
Bu benim sesim
Tüylerim diken diken
„Kımıldama!”
Bir kez daha yankılanıyor
Korku bir yandan
Heyecan bir yandan...
„Eller yukarı!”
Çakılıp
Kalıyor
Olduğu yerde...
Kaldırıyor ellerini!
„At silahını!”
Atıyor elindeki silahı
„Dön bana!”
Dönüyor...
Tam iki kaşının arasını
Hedefliyorum...
Donup
Taş kesiliyor
Elleri havada...
„Yaklaş!”
Tereddüt içinde
Bir adım atıyor
Güçlükle
Bir daha
Ve
Bir adım daha...
Yüreğim gümbürdüyor
Dişlerim birbirine çarpıyor...
Fırlatıyorum elimdekini yere
Ve
Fırlıyorrm anında!
Yok
Fırlamıyorum
Uçuyorum!
Uçuyorum
Ve
Kucaklıyorum
Kireç yüzlü
Mermer heykeli!
„Korkma” diyorum
Nefes nefese!
Diyorum ama
Elde mi korkmamak!
Şimdi
İkimiz birden
Titriyoruz
Tiril tiril!
Son gücümü topluyorum:
„Bana
İnsan öldürmeyi
Öğrettiler!
Seni
En emin
En kolay
Ve
En çabuk
Nasıl öldürebileceğimi
Öğrettiler!
Sana da mutlaka” diyorum...
Göz kapakları oynuyor
Ürkek bakışlarını
Gözlerime dikiyor...
Sanki kilitleniyor
Çenesi...
Tekrar kucaklıyorum,
Sıkıca tutuyorum omuzlarından,
Sarsıyorum!
Durmamacasına
Titriyoruz
İkimiz de!
Kapıyorum silahını yerden
Takıyorum omzuna
Bir çırpıda
Benimkini de kendi omzuma!
Tututuyorum elinden!
Elleri buz kesilmiş
Benimkiler de...
Ben önde
O arkamda
Koşuyoruz
Koşuyoruz nefes nefese...
Dere tepe
Aşıyoruz...
Silah sesleri
Dinmek bilmiyor!
Sanki
Dağlar yıkılıyor!
Daracık
Kıvrımlı yollardan geçiyoruz
Nefes nefese
Alacakaranlıkta
Bir köye ulaşıyoruz
Ama
Sanki
Yere geçmiş köy!
Ses soluk yok!
Sağ elim
Sol elinde
Dikkatle
Bir kapıyı çalıyor!
Bir kez daha...
Anlamadığım
Bir sesler geliyor içerden...
Kapı yavaşça aralanıyor...
Önce beni itiyor içeri
Arkamdan giriyor kendi...
Sürgülüyor
Kapıyı
Kendi elleriyle
Beni sımsıkı kucaklıyor...
Ahhh
Sırtıma yapışmış
Islak gömleğim!
Gözlerinden yaşlar akıyor...
Hiç
Ama
Hiç konuşmuyor...
Kapıyı açan bayan
Köşede
Korku dolu gözlerle
Üç çocuk...
Sanki hepsi
Ölü!
Bomba sesleri sıklaşıyor!
Şimdi tanklar geçiyor yoldan!
Yer yerinden
Oynuyor sanki!
Tutup elimden
Çekiyor sürüklercesine
İniyoruz
İlk basışta
Kırılacakmış gibi
Çatırdayan
Bir merdivenden...
Arkamızdan
Teker teker
Çocuklar
En son
Anneleri...
Bu nemli
Zifiri karanlı yer
Bodrumu olmalı
Bu evin!
Çok sürmüyor
Bir kibrit çakılıyor
Bir mum yakılıyor...
Çocuklar
Köşeye
Büzülüp
Yumak oluyorlar...
Çöküyor
Anneleri yanlarına...
Yerde
Kıl bir kilim
Üzerinde minderler var...
Bana
Bir şeyler söylüyor
„Arkadaşım”
Anlamıyorum!
Kendi oturuyor
Önce
Ve
Sonra da
Beni oturtuyor yanına...
Bu tek
Mini mumun
Cılız alevi
Tek başına
Yenmeye çalışıyor
Dev karanlığı!
Bomba sesleri yükseldikçe
Eller
Kollar çabalıyor
Siper oluyor
Başlara!
Anne
Kalkıp kalkıp
Kapanıyor
Üzerine çocukların!
Çocuklar
Annelerine sarılıyor
Yer sarsıldıkça!
Elimi sımsıkı tutmuş
Hiç bırakmıyor
„Arkadaşım”!
Bitmek
Tükenmek bilmiyor
Bu iskence...
Sanki sonsuzluga uzaniyor...
Birden
Bir el hissediyorum
Sol omzumda;
İrkiliyorum
Açıyorum gözlerimi
Demek
Sabah olmuş!
Bir tutam
Işık demeti
Süzülüyor
İçeri!
Bir yerlerde
Küçücük
Bir delik olmalı!
Ortada
Küçük
Bir kahvaltı sofrası
İlişiyor gözüme...
Köşede
Bir örtü altında uyuyan
Çocuklar
İlişiyor gözüme...
Soluk benizler
Dostluk
Üzüntülü bakışlar
Işık
Saçıyor
Güneş'e eş!
İçimi
Sıcak bir duygu
Kaplıyor!
Resimler
Canlanıyor
Gözümde
İlk
Karşılaştığımız sahneden
Ama
Bu ne!?
Bu düşmana
Bu dostluk ne!?
Bingen, 24.09.2005/Neu80