Babacığım
Hiç unutmuyorum
Her sabah işe giderdin!
Akşam geldiğinde
„Yorgunum” derdin.
Ben
Öyle üzülürdüm ki
Seni böyle
Halsiz görünce...
Bana
Bazen çikolata
Bazen simit
Bazen de oyuncak getirirdin...
Hiç unutmuyorum
Doğum günümdü
Galiba yedinci
Arkadaşlarımı davet etmiştim
Tam pastayı kesiyordum
İçeriye girdin
Elinde bir zincir vardı
Beni
Önce kucakladın
Kaldırdın
Öptün
Sonra da
„Bu senin” dedin.
Verdin elime zinciri.
Gülerek gözlerinin içi
Hiç anlamadım
Ama arkadaşlarım
Bir alkış kopardı arkadaşlarım
Ben
Yine anlamadım
„Görmek ister misin?” dedin
Elimden tuttun
Dışarıya çıktık
„Oooo!
Ne de güzelmiş!” dediler
Hep bir ağızdan...
Beni kucağına aldın
Tekrar
Ve
Oturttun üzerine
Bisikletin!
Bu ilk bisikletimdi
Sevinçten uçasım gelmişti
Ama bugün!
Çok feci birşey öğrendim
Okulda bugün!
Bilseydim
Ne simidini
Yerdim
Ne de çikolatanı...
Aldığın oyuncaklarla da
Oynamazdım!
Hele o bisklete
Dünyada binmezdim...
Sen bütün bunları
Orada
Kazandığın paralarla
Alıyormuşsun!”
„Nerede?”
„Fabrikada!”
„Evet
Ne olmuş?”
„Ama sen
Tank fabrikasında
Çalışıyormuşsun!”
Mehmet Kılıç, Bingen, 18.12.1999/neu 76t