Utanıyorum
Utanıyorum senden!
Hele
Şunu
Yudumladıkça
Nasıl
Utanıyorum
Bir bilsen!
Sofrandaki
Yarım ekmek
Bir türlü
Bir bütün
Olamadı...
Ayağındaki
Ayakkabılar
Hâlâ eski...
Sırtındaki
Omuzları soluk ceketi
Bir türlü
Değiştiremedin...
Çocukların
Bir deri
Bir kemik
Benizleri soluk...
Kimilerinin
Açlıktan öldüklerini
Biliyorum!
Şu
Modern makineler
Şu
Yeni otomobiller
Şu
Konforlu yatlar
Hep
Senin emeğin!
Fabrikalarım
Uçaklarım
Gemilerim...
Neyim varsa
Hepsi
Senin emeğin
Biliyorum!
Hep
Karın tokluğuna
Çalıştırdım
Seni
Biliyorum!
Bankalardaki
Paralarım
Senin
Alın terlerin
Biliyorum!
Sofrandaki ekmek
Hâlâ yarım
Çocukların
Hâlâ yarı aç
Biliyorum!
Yıllar yılı
Destursuzca
Bahçelerine girdim...
Ağaçlarındaki
Güzelim meyveleri
Hiç utanmaksızın
Sana toplattım
Ve
Onları
Bir ağaç yaprağından
Daha ucuza
Elinden aldım
Sonra da
Kendi yakınlarımla
Birlikte
Tadını
Çıkardım
Biliyorum!
Yıllaryılı
Senden
İzin alma gereği
Bile duymaksızın
Hep
Kuyularına girdim!
Onca
Değerli madenlerine
„Değersiz bir kuyu suyu“
Dedim
Ve
Onları
Elinden
Yok pahasına
Aldım!
Sonrada
Sana
İşletip
İnanılmaz fiyatlarla
Piyasaya sürdüm
Biliyorum!
Varlığımı
Senden korumak için
Senin
Çocuklarını
Karın tokluğuna
Kiralayıp
Omuzlarına
Modern silahlar astım...
Bir gün
Ayağa kalkıp
„Yeter artık“
Diyebileceğinden
Korktuğum için
Senin
Öz çocuklarını
Kendime
Silahlı
Korumalar
Olarak
Yetiştirdim!
Bunun
Sana karşı
Örneksiz bir ihanet
Olduğunu
Biliyorum!
Ama
Bu işin
Bu şekilde
Nereye varacağını
Bir türlü
Bilmiyorum!
Bilemiyorum!
Seni
İnsafsızca
Alabildiğine
Sömürmekte
Olduğumu
Bilişim,
Seni
İnsan yerine
Koymadığımın
Farkında oluşum
Öyle
Kemiriyorki
İçimi!
Öyle
Bir vicdan azabı
Çekiyorum ki
Bunları düşündükçe...
Hele şu
Çocuklarının
Açlıktan ölmeleri
Yok mu!?
Öldürüp öldürüp
Diriltiyor
Beni!
Sana
„Gösteriş olsun“ diye
Yaptığım
„Açlık yardımı“
Varya
Tam bir ikiyüzlülük!
Tam bir gözboyama!
Tam bir sahtekarlık!
Ödüm kopuyor
Her an
Gerçeği
Öğreniverirsin diye!
Biliyor musun?
Şu
Kadehimdeki olmasa
Tüm bunları
Sana
Böyle
Açık açık anlatmam
Mümkün değil!
Hayır
Hayır
Kesinlikle
Mümkün değil!
Madem öyle
Gel
Sana
Giderilmesi mümkün olmayan
Bir
Yüzkaramı daha
İtiraf edeyim:
Hani
Senin çocuklarının
Başına bela kesilen,
Şu
Ölümden başka
Çaresi omayan
Bulaşıcı
Varya
Onun da temelinde de
Benim
Hayvani bile olamayacak
Vahşi
Cinsel
Arzularımı
Doyurma hırsım
Yatıyor!
Senden
Öyle
Utanıyorum ki!
Kendimden
Öyle
Utanıyorum ki!
Şu
Şişedeki
Hiç bitmesin!
Sakın
Bu gece
Bitmesin!
Sakın
Sabah
Olmasın!
Çok korkuyorum!
Anladım;
Daha güçlü
Olmanın,
Daha zengin
Olmanın
Çözüm
Olmadığını
Anladım artık!
Utanmanın,
Korkmanın
Çare
Olmadığını
Anladım!
Bütün bunları
Sana
Böyle
İtiraf etmenin
Kurtuluş
Olmadığını
Anladım!
Uzun
Sözün kısası
Senden
Utanıyorum!
Hatamın
Nasılda korkunç
Bir hata olduğunu
Her geçen gün
Daha iyi
Anlıyor
Ve
İşte
Bu yüzden
Artık
Senden
Utanmaktan bile
Korkuyor
Ve
Korkmaktan da
Utanıyorum!
Günlüklü, 21 Ağustos 2006